16 Aralık 2009 Çarşamba

AŞK?

AŞK?


Aşk?
Üzülmelere ne gerek var.
Yaşanırsa iki kişiliktir
Ama dünyasında düşlerin
Yoktur zaten karşılığı.
Anlamlar gezinir durur gülümseyen gözlerine yansıyan
Ve acılarını bile severesin
En sevdiğin, yangınında acısıyla kıvrandığın sevgiliden
Bir yankıdır ateşten dumana dönüşen isli siyahi izler.
Parlak parlak kaynayan denizlere vuran gün izidir yüreğindeki
Ve sen,
O güneşin yangınına düşersin.
Güneş bir aşkla yanar durur içinde
Sen yanar durursun güneşinin içinde.
Yanması bile ne hoş.
Ağlaması.
Döktüğün yaşların boğazına düğümlenen sancısında
Duyguların yanardönerliği sarmışken aşka teslim bedenini
Farkedersin
Aşk sende
Aşk,
Bir bilinmez yangında tutsak yüreğinde
Sen aşkla bir bütün bir başka kendiliğin her yana sıçrayan alevi oluverirsin
Çünkü aşk dediğin şey
Bitmek bilmez arayışlarında
Susmak bilmez talepkarlılığında bekleyişlerinin
Bir yudum suya hasret kalmış olan
Sensin...


Oktay Çaparoğlu

03.12.2009
İzmir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder