8 Eylül 2009 Salı

MEDYA, DEMOKRASI VE ERGENEKON

MEDYA, DEMOKRASI VE ERGENEKON


http://www.yenitoplum.org/ytp/haber_detay.asp?haberID=185



1996'da SUSURLUK kazasi oldugunda medyada öne çikan kitle üzerinde nüfuz olusturmus sayginlik kazanmis arastirmaci gazeteciler ile DERIN GÜÇLERIN iliskilerini isleyen bir sonuca ulasmistim o süreçte içinde çalistigim siyasi parti benden bir rapor hazirlamami istediginde.

Futboldaki ünlü isimlerden, klüp yöneticilerine, magazin içerisindeki ortalik mali disiliklerden, Kazanova diye haberlestirilen tiplere, tarikatlardan derin seyhlere, sendikacilardan saygin görünümlü medya yazarlarina, haber spikerlerinden arastirmaci gazetecilere, MIT mensuplarindan siyasi liderlere, astsubay derneklerinden üniversitede unvan sahibi kisilere, ögrenci liderlerinden, askerlere, polislere kadar SUSURLUK’TA ortaya çikan çetenin örgütlenmis oldugunu ve aslinda ÇETE olmadigini BIZZAT SIYASAL REJIMIN KENDISI oldugunu yazmistim.

Tutuklanan isimler arasindaki hiçbir isim bana SÜRPRIZ gelmedi çünkü isim isim kimlerin ne tip iliskiler içerisinde oldugunu görecek verilere ulasmistik ve artik bakis açisini oturttugunuzda sistem içerisinde döngüyü saglayan ekonomik krizlerde HAYDI TÜRKIYE BU GEMI HEPIMIZIN BATARSAK HEPIMIZ BATARIZ KRIZI YÜKLENIN çagrilari yapanlarin kimlerin çikarlari için hangi amaçlara uygun olarak çalistigini biliyorduk.

Kusura bakmayin bu süreçte beni sasirtan tek bir isim bile yok.

Ilhan Selçuk alindiginda inanilmaz sevindim olayin özüne dokunacaklarini gördüm. Ve hiç kimse operasyonlarin devletin maasli JITEM TERÖR ÖRGÜTÜ mensuplarina gidecegini belki de ardindan 12 EYLÜL FASIZMINE uzanacagini görmüyordu.

Ilhan Selçuk ve Cumhuriyet gazetesinin misyon olarak ne yapmaya çalistigini, sistemin hangi açigini kapattigini ve her 2 yilda bir katledilen CUMHURIYET yazarlarinin bizzat sistem tarafindan katledildigini, SISTEM tarafindan toplumu DEVLET-ORDU-SIYASAL REJIM yanlisi tutmak ve kaos yaratarak gelisebilecek emek mücadelesini ve örgütlülügünü baltalamak amaciyla bu eylemlerin düzenlendigini, SABANCI SUIKASTI dahil göze batan eylemlerin bile bizzat devletin içindeki güçler tarafindan gerçeklestirildigini, planlandigini biliyorduk.

Bir yerde bir bomba patlayinca ISTE 77 1 MAYIS'I, ISTE MARAS, ISTE ÇORUM, ISTE SIVAS, ISTE GAZI MAHALLESI, ISTE ALI SÜKRÜ BEY CINAYETI diyor ve bunlari gerçeklestiren zihniyetin geleneksel mantigiyla gerçeklestirilmis oldugunu biliyorduk.

HIZBULLAH kuruldugunda 1992 de ölüm evlerinin ve yeralti haritalarinin oldugu KROKIYI yayinlayan GERÇEK dergisi kapatma cezasi almis, yazi isleri müdürü tutuklanmis, para cezasi verilmis ve 1-2 hafta sonra da bu krokiyi haberlestiren NAMIK TARANCI, derin devlet tarafindan DIYARBAKIR'DA bir öglen vakti güpegündüz halkin gözünün önünde kafasina 1 sarjör mermi bosaltilarak katledilmisti.

Fakat yillar sonra HIZBULLAH operasyonu da, bu kroki üzerinden gerçeklestirilmisti.

Susurluk baglantilari birkaç ÖZEL HAREKÂTÇI devrimci-Kürt-Alevi-Sendikaci katili polis üzerinden kuruldu ve yargilamalar sig kaldi. Derinlere inilemedi.

Ama bu sefer pisligin hangi boyutlara ulastigi TÜM KAMUOYU tarafindan görülmekte.

Asit kuyularindan CESETLER çikmakta, ÖLÜM TOPRAKLARINDAN KAYBEDILEN VE KATLEDILEN INSAN BEDENLERI çikmakta...

Planlar, günlükler, darbe hazirliklari...

Sanki bu devlet bunlari yasamamis gibi sanki her sey tertemiz gibi konusmanin anlami yok.

Olayi AKP KARSITLIGI ile yok sayip tüm yasanan acilarin gerçekligini ve ülkemizde yarattigi sosyal-ekonomik-siyasal-kültürel yikimi gözden kaçirmak AYMAZLIKTIR.

Aymazliklara daha fazla yer yok.

Ergenekon operasyonunda yeni olan bir çok sey var.

Ülkemizde GLADIO benzeri bir örgütlenmenin devletin tüm kurumlarina, siyasi örgütlenmelerin, partilerin, sivil toplum örgütlerinin, sendikalarin, medyanin, basinin, sporun, magazinin, askerin, polisin, istihbaratin tüm kilit noktalarinda örgütlendigi, DENIZLERI, MAHIRLERI, IBRAHIMLERI katlettigi gerçegi ortada.

Tüm bunlari yok sayamazsiniz.

AKP KARSITLIGI adina tüm bu gerçekleri yok sayamazsiniz.

DEVLET IÇIN KURSUN ATAN DA KURSUN YIYEN DE SEREFLIDIR diyen basbakanlar gördü bu ülke.

Darbeler, provokasyonlar, sabotaj eylemleri, katliamlar, asagilik tezgahlar gördü bu ülke.

Kirli bir tarihimiz var ve bu tarihte DEVLETI elinde tutan güçlerin büyük rolü var.

Ergenekon Terör Örgütü var yok,bu operasyon iddianameden ibaret yada degil bilemem.

Ama bu ülkede derin cinayetler, asit kuyularinda eritilen bedenler, 1000 OPERASYON adi altinda devlet güçleri tarafindan organize biçimde katledilen DEVRIMCILER, dezenfermasyonlarla TIT kursunlarina hedef gösterilen aydinlar, bombalamalar, köy yakmalar, diri diri insan yakmalar, 15000 in üzerinde fail-i meçhul cinayet oldugu gerçegi GÜN GIBI ORTADA.

Iskencehanelerde SAVASA HAYIR diyen 12 yasindaki kiz çocuklarina kadar devlet güçlerinin insanlikdisi uygulamalarii gün gibi ortada.

IDDIANAME veya degil.

JITEM denen MAAS BORDROLU katiller tarafindan bu ülkede DEVLET eliyle, ORDU eliyle islenen katliamlar ve cinayetler ortada.

Siz adina ERGENEKON dersiniz ben SIYASAL REJIMIN, DEVLETIN TA KENDISI derim. Ve ilk kez dokunulabiliyor. Her kim dokunsa dokunsun nasil dokunursa dokunsun, ucu nereye giderse gitsin, bu bir kazanimdir.

Özellikle DERIN DEVLETIN CINAYETLERINDEN en fazla nasibini almis olan DEVRIMCILERIN, KÜRTLERIN ve ALEVILERIN, süreci kendi akisina birakmamasi dâhil olmasi gerekmektedir.

Emek örgütlerinin ERGENEKON OPERASYONUNDA izleyen, müdahale eden bir tutum sergilemesi gerekir.

Toplumsal duyarlilik olmadan bu operasyonlar bir yere varamaz yine tikanir yine aklanir üst düzey KATILLER...

Unutmayalim ki 12 eylül darbesinde YÖK KURUCUSU olan IHSAN DOGRAMACI'nin da rolü vardi.

Darbe öncesi bir benzer operasyon yapilsaydi SAYGIN denilen profesörler de içeri alinsaydi yine birileri VERYANSIN edecekti.

Ama unutmayin, bir toplumun manipülasyonu için sadece DEVLET TERÖRÜ yetmez, siyaset, medya, spor, magazin, sivil örgütlenmeler ayaklari da olusturulmalidir ve bunu yaptilar. Bu isleri KAPITALIZM çok iyi biliyor, toplumu nasil yönlendirecegini nasil kendi yedek gücü olarak yeniden biçimlendirecegini.

Buna dokunulmasina bu denli soguk ve duygusuz yaklasma hakkimiz yok.

Taraf olmaliyiz.

Olayi, AKP-KEMALIZM HESAPLASMASI olmaktan çikarmak ve bu ülke halklarina büyük acilar yasatanlarin yargilanmasi ve bir daha benzer uygulamalarin, cinayetlerin, katliamlarin olmamasi için örgütlenmeliyiz.

Bu bir baslangiçtir. Bir yere varir yada varmaz bilemem. Ama bu baslangiç üzerinden bir çok gidis yolu açilmistir tikanikliklarin önünün açilmasi için bir firsat yaratmistir.


Demokratik kazanimlarin, hak ve özgürlüklerin, ekonomik refahin artmasinin, sömürücülerin çarkina çomak sokmadan gerçeklesemeyecegi asikârdir.

Çarklarina çomak sokalim.

Demokrasi için, esitlik için, kardeslik için, farkliliklarimizla birbirimizin inançlarina, tercihlerine, düsüncelerine, kimliklerine, kültürlerine saygi duyarak yasamasini ögrenelim ve birbirimizin haklarini savunalim.

Savunalim ki bir daha birileri bizi renklerimiz yüzünden düsman ederek EMEGIMIZI, GELECEGIMIZI, ÖZLEMLERIMIZI, MUTLU OLMA HAKKIMIZI, INSANCA YASAMA HAKKIMIZI çalamasin...


Sevgiyle...


Oktay Çaparoglu

26.03.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder