8 Eylül 2009 Salı

İZMİR ÜZERİNE YÜREĞİMDEKİ YANKILANMALAR,,,,

Izmir...

yasamimin son 8 yilini harcadim sokaklarinda. yollarinda.

sevemedim seni ilkin.

ama sevemedigim sen degildin. kendimdim. kendimde kayboluslarimdi.

duragan, sakin, sirin bir bosvermislik vardi havanda.

kedilerin ve köpeklerin bile geçmisti kendinden, öylesine rahat, gamsiz, telassiz...

insanlarin ne de garip idi. göçüp gelmislerdi çogunlukla uzaklardan anadoluya.

esnek, tahammülkâr, hosgörülü idiler çogunlukla.

ne garip, ne özgün bir sehirdin benim için.

zaman kaybiydin, yüregimde yanan atesin yoktu tutusturacagi bir heyecanin...

durgunluga zorluyordun akip giden zamani umursamadan.

yasamin anlami ne de hizli degisiyordu seninle.

bulutlara bakardim ilk yillar kaldigim bornova ögrenci yurdunda kalkardim sabahin köründe uzanirdim çimenlere...

hizli hizli geçip giderdi durmaksizin...

degisiverirdi rengi gökyüzünün her an...

ne grilige teslim ederdin bizi ne de mutlak ve sonsuz bir sariliga sicak sicak...

yagmurlarin ne de ilginçti...

sel olurdu sokaklarinda ardinda yakici bir günes belirirdi tepemizde...

karlar yagmisti o zamanlar ne de çok...

kislarinda kendime inat dolastim sokaklarda geceleri sabahlara kadar bir tisörtle yetinerek, üsüyerek sogugunda ve meydan okuyarak düne, bugüne, gelecege, kendime, ve kendimin disindaki herseye...

ama sen ögrettin bana ne de bos oldugunu meydan okumalarin...

zaman hizlica akip geçti hem de çok hizli...

bir kadini sevdim yagan yagmurlarinda islanirken yüregim.

memleketimden bir kadini sende, seninle...

çinar agaçlarini sevdim, körfezini, vapuru... geç ögrendim kumrunun bi kus olmadigini yedigim zaman...

gevregi sevdim sende doyuran i sevdim.

boyoz dediler ya, çok yagli be dost...

bir kadini sevdim sende, yürek dolusu, yüregime dolan kandaki kizillikta...

nefesimde beslendim havani solurken, yudumlarken suyunu...

insanlari sevdim, hayvanlari...

agaçlari çok sevdim, bir türlü karar kilamayan iklimini...

ama seni sevemedim izmir uzunca bir süre.

ait hissedemedim kendimi sana, seni de bana...

ben büyük kavgalardan çikagelmistim, yorgun degildim ama kirgindim yasama...

büyük insanlik ailesine güzel bir dünya birakma mücadelesi idi geçmisimden sana getirdigim.

ama yikilmislik vardi bilincimde yedigim darbelerin izinde dagilmis parçalanmis anlamlar vardi...

ve geldim sana neden geldigimi bilmeyerek...

simdi seviyorum seni izmir... geç oldu anlamam yüregimdeki bu hasreti...

izmirliyim diyebiliyorum içimde kendime samimiyetsizlik duymadan... hatay a da ayip olmasin ama

zaman nasil da susturuyor en büyük haykirislari, en büyük çigliklari yüregimizin yankisinda çogalan...

susmayi, sakinlesmeyi, acele etmeden, kaygilanmadan, birakarak kendini yasamin serin sularina yasamayi ögrettin...

Günler, geceler geçti farkedemedim çogu kez.

Suskunluklara gömüldüm kendimde duyumsayamadim seni yeri geldi.

Kendimde bir sürgün idim, kendimi sevmiyordum ki seni anlayabilmek uzak idi bana.

Acilarla, yanginlarla sarilmisti bedenim, bilincim hissedemiyordum güzelligini sende olmanin.

Duvarlarin çarpiyordu uzun yüksek duvarlar sokak aralarinda.

Kiliselerin çarpiyordu gözüme yüksek kapilarla kapatilmis kiliseler.

Korkulara bogulmus gibi görünüyorlardi bana.

Eski Rum evleri, eski tas yapilar...

büyük parklarin, bahçelerin, fuarin, saatli kulen, kemeraltin, kordonboyun, asansörün, teleferigin, karsiyakan...


yüzlerce yillik agaçlarin gövdesine sarilip aglamakti bir de sevdigim sende....

kizlarina güzel diyorlar, zor diyorlar...

bir yorumum yok bu konuda, güzellige yükledigim anlamlardan ötürü...

derin sorgulamalarla geçti 8 yilim.

yasami bu denli derinlestirerek kaybettiklerimi ve kazandiklarimi gördüm sende.

agirlasmis bir bedende esaret altinda kalmisligi yasadim.

parçalandi kelimeler, sessizliklere teslim oldum haykirirken inançlarimi her an...


kampüslerinde iz biraktim müzigin o evrensel güzelligiyle.

alanlarda, eylemlerde, slogansiz ve yumruk sikmadan yer aldim bedenimle ve bilincimle...

sakin, anlamis ve yorgun muydum yoksa baska alemlerin sarhoslugu muydu saran beni.

kelimelerle çogalttim, yazdim ve yazdiklarimi defalarca körfezin sularina biraktim.

sende nice kayiplar, nice yitikler yasadim.

bir sevda yitirdim, bir kavga.

ama kendimde idi yitirdiklerim simdi anliyorum bunu.

sende güzel olani da yasadim. sende olmanin güzelligini...


güzel olan sehrin tüm güzelliklerinde güzel olani yasamak...



çogu güzelligini yasayamadim henüz... yasayamasam da ne çikar, seni sende yasadim ya...


serinlikler saracak bedenimi sonbaharla gelen yagmurlarda izmir sokaklarinda...

ve balkonumdan izleyecegim bulutlarin ördügü islemeli mavi gökyüzünü her sabah dogan güneste...


sakin kalabaliklarin dolastigi caddelerinle...

sen bir sevdasin...

izmir...

ne diyordu nazim;

BAHTIYARIM....


Oktay Çaparoglu

İzmir - 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder